Röportaj serimize hız kesmeden devam ediyoruz. Bugün sizler için Türkiye'nin ilk yatırım fonu şirketi olan 212 Kurucu Ortağı Numan Numan ile röportaj yaptık. Numan Bey'in altın değerindeki bilgileri lafı daha fazla uzatmadan siz değerli okurlarımız ile paylaşalım. Hazırsanız röportajımıza geçebiliriz.
İlginizi Çekebilir: Yemeksepeti Kurucusu Nevzat Aydın ile Röportaj Yaptık!
Merhabalar, Öncelikle Numan Numan kimdir? Sektör Tecrübelerinizden Bahsedebilir Misiniz?
Türkiye, Doğu Avrupa ve Orta Doğu’da teknoloji üreten erken aşama şirketlere yatırım yapan 212’nin kurucu ortağıyım. Son otuz yılda üç kıtada teknoloji yatırımlarına odaklandım. Lisans eğitimimi Ege Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nde tamamladım. Ardından 1994'te Credit Suisse Tokyo ekibine dahil oldum ve 1996'da Goldman Sachs'a geçerek önce Tokyo daha sonra New York City'de çalıştım.
Goldman Sachs’ta şirketin küresel mühendislik ekiplerine teknolojideki en son yenilikleri belirleme konusunda destek vererek ticari büyümelerine odaklandım. 2010 yılı itibarıyla odağımı yeni girişimleri büyütmeye ve gelişmekte olan Avrupa ve MENA ülkelerine çevirdim. Ortağım Ali Karabey ile Galata Business Angels’ın ilk toplantısında tanışmanın ardından 2011 senesinde 212’yi Türkiye’nin sahip olduğu yeteneklere ve yüksek teknoloji üreten şirketlere yatırım yapma hedefiyle kurduk.
Toplamda 85 milyon Euro varlık yöneten ve 28 yatırımı olan 212; güçlü ekipleri olan, ürün-pazar uyumunu yakalamış ve küresel ölçekte büyüme hedefleri olan B2B teknoloji şirketlerine yatırım yapıyor. 212’nin portföy şirketlerinden; Artboard Studio, Chooch, HotelRunner, MallIQ, OMMA ve Trio Mobil’in Yönetim Kurulları’nda yer alıyorum.
2020 Yılı Türkiye Merkezli Girişimler İçin Çok Verimli Geçtiğine Tanık olduk. Bu Konuda Bir Değerlendirme Yapabilir Misiniz?
Girişimler belirsizlikten doğan ve belirsizlik ortamından fırsat yaratabilen yapılar. Özellikle pandemi dönemi Türkiye’deki startup ekosistemi için önemli mihenk taşlarından biri oldu. Startup’ların manevra yapabilme kabiliyetlerinin neticesinde deneme yanılma modeliyle hızlı bir şekilde aksiyon almalarını sağladı. Bu sebeple Türk girişimleri, kendilerinden çok daha önde olan büyük şirketlerle aralarındaki mesafeyi kapatabildi ve dünya standartlarında değerlemelerle exit edebildi.
Günümüzde Faaliyete Geçen Girişimlerin En Büyük Hatası Sizce Neler Oluyor?
Bir startup kurucusunun ürün ve/veya servis geliştirmek üzere yola çıkmadan önce mutlaka kendine sorması gereken sorular şunlar olmalı: Pazarda bu ürüne ihtiyaç var mı? Müşterimin veya hedef kitlemin asıl ihtiyacı ne? Ben ürünüm ve/veya servisimle bu ihtiyaca ne kadar çare olabilirim? Yapılan araştırmalara göre girişimlerin hızlıca kapanma nedenleri arasında pazarda o ürüne ihtiyaç olmaması ilk sırada yer alıyor. Ne yazık ki pazarda doğru karşılık bulamayan startup’lar verilen emeğe ve yapılan yatırıma rağmen başarısız oluyor.
Girişim İçin Yatırımın Önemi Nedir? Bir Girişimin Yatırım Alması İçin Nasıl Bir Planlama Yapması Gerekir?
Momentumu yakalamış girişimlerin küresel çapta büyümesi için uygun yatırımcıdan, uygun zamanda ve yeterli miktarda yatırımı alması girişimin geleceği için önemli oluyor. Yatırım alabilmek içinse öncelikli olarak girişimcilerin şirketleriyle ilgili uzun vadeli hedeflerini belirleyip nasıl bir desteğe veya kaynağa ihtiyaç duyduklarını belirlemesi gerekiyor. Daha sonra uygun yatırımcı profili ile kuracakları iletişimin önemli olduğuna inanıyorum. Yatırımın daha ilk görüşmede zaman yatırımıyla başladığını söylemek mümkün. Bu sebeple yatırımcı adayına atılan ilk e-posta itibarıyla olabildiğince açık ve öz olmalarını tavsiye ediyorum.
Girişimcinin yatırım almak istediği yatırımcıyı mutlaka önden araştırması ve yatırımcı toplantılarına hazırlıklı gelmesi çok önemli. Biz de girişimciyle görüşmeden önce araştırmalar yapıyoruz ve dersimize çalışıyoruz. Ek olarak, süreç boyunca iyi gelişmelerin yanı sıra, yapılan hatalarını da açıkça konuşmaları gerektiğine inanıyorum. İletişimlerinde girişken olan ve bizimle gelişmelerini düzenli olarak paylaşan girişimleri her zaman çok takdir ediyoruz. Düzenli olarak görüştüğümüz girişimcileri daha iyi tanıma fırsatı bulduğumuz için en iyi desteği nasıl vereceğimizi bilerek yatırım kararını daha kolay verebiliyoruz. Girişimlere öncelikli tavsiyemiz, yatırımcılarla ilişkilerini uzun bir zamana yayabilmeyi ve yatırımcıların ihtiyaç duyabileceği bilgileri sıcağı sıcağına paylaşabilecek mekanizmaları tasarlayıp bir an önce hayata geçirmeleri.
Türkiye Merkezli Girişimlerin Faaliyetlerini Yorumlayabilir Misiniz?
Türkiye’de girişim ekosisteminin öncülerinden biri olarak ekosisteme 10 yılı aşkın süredir yön verdiğimizi düşünüyorum. Bu 10 yılın üzerindeki tecrübe ve yaptığımız yatırımlar bize özellikle tohum aşamasında tecrübeli sermayeye erişebilen girişimlerin başarı hikayeleri yarattığını gösterdi. Bu nedenle girişimin kurulduğu ilk günden itibaren eğer ürünü pazar açısından da uygunsa global başarıyı hedeflemesi önem kazanıyor. Özellikle son yıllarda global pazarı hedefleyen girişimlerin arttığını görmek sevindirici. Bu global vizyonu erken aşama girişimlere daha fazla aşılamak için 212 olarak, Simya GSYF’yi hayata geçirdik. Uluslararası hızlandırıcı fon olarak kurulan Simya GSYF ile hem lokal hem de globalde girişim büyütme tecrübelerimizi ve edindiğimiz yurt dışı ağlarını, ihtiyaç duyduklarını gördüğümüz tohum aşaması girişimlere aktararak, büyümelerini hızlandırmak istiyoruz.
Size Göre Türkiye’de Hangi Alanda Girişim Faaliyetleri Daha Yavaş İlerliyor?
Hem regülasyonlar hem de güçlü banka sistemimiz nedeniyle FinTech girişimlerinin daha yavaş ilerlediğini söyleyebiliriz. InsurTech alanı için de benzer bir tablo söz konusu. Sağlık teknolojileri ve medikal teknolojiler için de Türkiye’de ve dünyada karşılaştıkları regülasyon kısıtları ve donanım girişimcilerinin üretim için ihtiyaç duyduğu malzeme, komponent, sensör tedariği gibi konularda yaşadığı sıkıntılar girişimin ilerlemesini maalesef olumsuz yönde etkiliyor.
Ülkemizde Hangi Alandaki Girişim Faaliyetleri Önemli Olmasına Rağmen Yatırımsal Olarak Daha Az Destekleniyor?
Gelişme alanı olarak gördüğümüz etki girişimleri henüz yeteri kadar ilgi gösterilmese de ilerleyen dönemde yatırım açısından potansiyelin yüksek olduğunu söylemek mümkün. Örneğin; eğitim teknolojileri, sürdürülebilir şehirler, iklim, temiz enerji ve sosyal etki yaratmayı hedefleyen girişim alanlarında gelişme alanı oldukça yüksek.
Girişim ve Yatırım Faaliyetleri Olarak Ülkemizi Nerede Görüyorsunuz?
Son 10 yıl, Türkiye girişimcilik ekosisteminin neredeyse sıfırdan ortaya çıkıp kurulduğuna, büyüdüğüne ve geliştiğine şahit olduğumuz bir dönem oldu. Birçok melek yatırımcı, kurum, VC, üniversite, girişimleri yetiştirmek, destek olmak ve yatırım yapmak için önemli aktörler olarak ekosisteme dahil oldu. Tüm bu aktörler girişimciliğin önünü açabilecek pek çok alan oluşturdu.
Tohum öncesi, tohum ve sonrası, büyüme, girişimin global ölçeğe ulaşması noktasında bir girişimin hemen hemen her aşaması için ihtiyaç olan melek yatırımcı, program, merkez, hızlandırıcı ve yatırımcısını gördüğümüz bir dönemdeyiz. Ekosistem olarak başarı hikayelerimiz de oluştu. Güzel örneklerle beslenen ve büyüyen bir ekosistem içinde son dönemde gördüğümüz ve Türkiye’de kurulan girişimlerin birçoğu hem lokal de hem de globalde büyümeyi hedefliyor. Tüm bu açılardan baktığımızda gelişmiş ve büyüme potansiyeli olan bir ekosistem olduğumuzu düşünüyorum.
Yeni Teknoloji Trendleri Girişim ve Yatırım Faaliyetlerini Nasıl Etkileyecek?
2021 yılı girişimlere yapılan toplam yatırım açısından Türkiye girişim ekosistemi için oldukça verimli bir yıldı. 2022’nin ilk yarısında da yatırımcıların yüksek ilgisi devam etti. Şu an dünya ekonomisinde parasal sıkılaşma söz konusu. Ayrıca global ölçekte pandemi sonrasında artan likiditenin tüm bu gelişmelere paralel olarak uygulanan parasal sıkılaştırma politikaları çerçevesinde azalmaya başladığını da biliyoruz ancak yatırım ekosistemi yapısı değişse de devam ediyor. Dünya ekonomi tarihi incelendiğinde esas fırsatların ekonomik konjonktürde dalgalanmalar yaşandığı belirsizlik döneminde saklı olduğunu görüyoruz.
Bu nedenle hem ülkemiz hem de dünya girişimleri için fırsatlar barındırdığını söyleyebilirim. Ayrıca girişimlerin de sadece Türkiye odaklı olmaması global pazarı hedeflemesi de çok değerli. Girişimcinin hem kendi ülkesinde hem de dış dünyada gerçekleşen farklılıklara, değişikliklere göre hızlı aksiyon alabilmesi, değişen koşullara adapte olması önemli. Biz 212 olarak uluslararası pazarı hedefleyen girişimlere yatırım yapıyoruz. Girişimcinin biz yatırım yaptıktan sonraki turlarında yatırımlarını global VC’lerden alması için globalde satış yapabilmesi gerekiyor. Yeni kurulan uluslararası hızlandırıcı fonumuz Simya da globalleşme potansiyeli yüksek olan B2B teknoloji alanındaki erken aşama girişimlere odaklanacak.
Bu habere henüz yorum yazılmamış, haydi ilk yorumu siz bırakın!...