London merkezli Ameba, karmaşık tedarik zincirlerini yönetmek ve büyümeyi sağlamak amacıyla geliştirdiği AI destekli platformu için 6.4 milyon Euro değerinde bir tohum yatırımı aldığını duyurdu. Yatırım turuna öncülük eden Hedosophia, Ameba'nın daha önceki aşamasında yatırım yapan Visionaries Club'ın yeniden yatırım yapmasıyla desteklendi. Anamcara da bu tura katılan diğer bir yatırımcı oldu.
Ameba'nın dünyaca ünlü ekibi, tedarik zinciri, yapay zeka, nicel analiz ve derin teknoloji alanlarında uzmanlaşmış isimlerden oluşuyor. Şirketin kurucuları arasında Cedrik Hoffmann, eski tedarik zinciri direktörü ve e-ticaret devi VALOREO'nun kurucu ortağı, ve Craig Massie, Palantir'de çalışmış ve S&P 500 firması için en iyi veri gizliliği aracını geliştirmiş bir mühendis yer alıyor.
Ameba platformu, mevcut yazılımlarının üzerine yapay zeka ekleyerek markalara eşsiz, gerçek zamanlı ve özel içgörüler sunuyor. Platform, e-postalar, WhatsApp mesajları, PDF'ler, Excel dosyaları gibi çeşitli kaynaklardan çok dilli veri çıkarımını otomatikleştiriyor ve bunu tek bir "doğruluk kaynağı" platformunda bir araya getiriyor. Markalar, her bir ürünün tedarik kaynağı ve durumu hakkında içgörülere sahip olarak, olası aksaklıkları tahmin edebiliyor; darboğazlara hızlı bir şekilde yanıt verebiliyor ve sürdürülebilirlik çabalarına dair benzersiz bir görünürlük elde edebiliyor. Bu sayede Ameba, markaların sürekli değişen tüketici taleplerine, düzenleyici gereksinimlere ve sektörel dinamiklere daha çevik bir şekilde yanıt vermelerini sağlıyor.
Ameba ile işletmeler, operasyonlarını önemli ölçüde kolaylaştırabilir, manuel veri girişi işlemlerini %30 oranında azaltabilir ve tedarik zinciri boyunca kritik zayıflıkları ele alabilir. Ortalama olarak, tedarikçi siparişlerinin %50'si gecikmeli olarak gerçekleşiyor, bu da stok eksikliklerine yol açarak yıllık %8 oranında kayıp gelirle sonuçlanıyor. Bu gecikmeler genellikle beklenmedik olaylardan değil, sürekli ve sıklıkla göz ardı edilen verimsizliklerden kaynaklanıyor; Ameba ise bu verimsizliklerle mücadele etmeyi hedefliyor. Tedarikçilerin zamanında teslimat oranlarını %100'e çıkararak, şirketlerin operasyonel maliyetlerini %20 oranında azaltabileceği bir perspektif sunuluyor. Ayrıca, tedarik zinciri maliyetlerini %4 oranında düşürmek, kârlılığı iki katına çıkarma potansiyeline sahip.
Daha geniş bir bağlamda, tedarik zinciri aksaklıkları küresel GSYİH büyümesini olumsuz etkileyebilir, enflasyonu tetikleyebilir ve ortalama bir işletmenin %62 oranında kayıp yaşamasına yol açabilir. Stok yetersizlikleri, rekabet açısından zorluklar yaratırken, tüketici taleplerine ve düzenlemelere uyum sağlama konusundaki sürekli baskılar da buna ekleniyor. Örneğin, köklü markalar yılda 12.000 ile 1.3 milyon arasında yeni ürün tanıtımı yaparak sadece stok yönetimi değil, sürdürülebilirlik açısından da zorluklar oluşturuyor. Aynı zamanda, AB'deki düzenleyiciler tedarik zinciri şeffaflığı talep ediyor; bu da Dijital Ürün Pasaportları (DPP'ler) aracılığıyla gerçekleşiyor. Bu sorunlar sanayinin her alanında yaygın olmakla birlikte, dijital dönüşümde tarihsel olarak geride kalan moda gibi sektörlerde kritik bir önem taşıyor.
Bu habere henüz yorum yazılmamış, haydi ilk yorumu siz bırakın!...