Yazar: EGEHAN GÜNGÖR

Selamlar, ben Egehan Güngör. Her zaman yazmaya ve okumaya karşı koyamadığım tutkumu profesyonel olarak içerik üretmeye başlayarak taçlandırdım. Bilim, teknoloji ve startup konularında içerik üretiyorum.

Son yıllarda elektrikli araç teknolojisi, karayolu taşımacılığından denizlere doğru genişleyerek deniz taşımacılığı sektöründe önemli bir devrim yarattı. Türkiye ve Norveç’in liderliğini yaptığı teknoloji, çevre dostu olmasının yanında, ekonomik ve konforlu bir seyahat deneyimini de beraberinde getiriyor.  Dünyanın En Uzun Elektrikli Feribotu: Türkiye'nin Gururu MF Bastø Electric Elektrikli feribot teknolojisindeki gelişmeler, bu alandaki rekabeti de kızıştırıyor. Türkiye, elektrikli feribot alanında önemli bir başarıya imza atarak dünyanın en uzun tamamen elektrikli feribotunu üretti. Yalova'da bulunan Sefine Tersanesi'nde üretilen MF Bastø Electric adlı bu dev feribot, 139.2 metre uzunluğuyla bir rekora imza attı. 200 otomobil veya 24 kamyon taşıma kapasitesine sahip olan feribot, aynı zamanda 600 yolcuyu da ağırlayabiliyor. Bu proje, Türkiye'nin gemi inşa sektöründeki yeteneklerini ve yenilikçi yaklaşımını gözler önüne seriyor. MF Bastø Electric’in Teknik Detayları  Bastø Electric, …

Devamını oku



ABB ve NASCAR, elektrikli araç devriminin hızla yükselen yıldızı olarak, Chicago Sokak Yarışı'nda yeni bir elektrikli araç prototipini tanıttı. Bu iş birliği, NASCAR'ın önümüzdeki on yıl içinde sıfır karbon emisyonu hedefiyle operasyonlarını daha çevreci hale getirme çabasının bir parçası olarak karşımıza çıkıyor. NASCAR Ne Zaman Kuruldu? 1948 yılında kurulan Ulusal Stok Otomobil Yarışı Birliği (NASCAR), özel olarak üretilmiş stok otomobillerin yarıştığı profesyonel bir motor sporları organizasyonu. İlk NASCAR yarışında modifiye edilen 1939 Ford Coupe'den bu yana 76 yıl geçti ve NASCAR, Kuzey Amerika'nın en büyük seyirci sporlarından biri haline geldi.NASCAR’ın Elektrikli Yarış Arabası Bu yılın Chicago Sokak Yarışı'ndan bir gün önce, NASCAR ilk elektrikli yarış arabasını tanıttı. NASCAR'ın araştırma ve geliştirme merkezindeki mühendisler, Chevrolet, Ford, Toyota ve elektrikli araç şirketi ABB ile birlikte bu …

Devamını oku

Dijital ikizler, fiziksel bir nesnenin, sistemin veya sürecin sanal bir kopyasıdır. Bu kopyalar, sensörlerden, simülasyonlardan ve veri analizi gibi teknolojilerin bir araya gelmesiyle oluşturulur ve gerçek zamanlı olarak güncellenir. Dijital ikizler bu sayede gerçek dünyadaki karşılıkları ile eş zamanlı olarak davranır ve gelişir. Dijital İkizlerin Oluşturulma Süreci ve Çalışma Prensibi Modelleme: Fiziksel varlığın (makine, bina, ürün vb.) detaylı bir 3D modeli oluşturulur. Bu model, varlığın geometrik yapısını, malzeme özelliklerini ve diğer fiziksel özelliklerini içerir. Sensörler ve Veri Toplama: Fiziksel varlığa sensörler yerleştirilir. Bu sensörler, sıcaklık, basınç, titreşim gibi verileri gerçek zamanlı olarak toplar. Veri Aktarımı: Toplanan veriler, kablosuz ağlar veya diğer iletişim kanalları aracılığıyla dijital ikize aktarılır. Veri Analizi ve İşleme: Dijital ikiz, gelen verileri analiz eder ve fiziksel varlığın durumunu sanal ortamda yansıtır. Bu analizler, yapay …

Devamını oku

İsveç'teki Chalmers Teknoloji Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, 2045 yılına kadar 750 milin altındaki tüm hava yolculuklarının hidrojenle çalışan uçaklarla yapılabileceğini açıkladı. Elektrikli uçaklarla birlikte, hidrojenle çalışan uçuşlar da havacılık sektörünün karbon salımını azaltma konusunda oldukça umut veriyor. Chalmers Teknik Üniversitesi Profesörü Tomas Grönstedt, "Eğer her şey yolunda giderse, hidrojenle çalışan uçuşların ticari hale gelmesi çok kısa süre içerisinde gerçekleşebilir. 2028 gibi erken bir tarihte, İsveç'te ilk ticari hidrojen uçuşları gerçekleşebilir" dedi. Chalmers'ın son çalışması, hidrojenle çalışan uçuşların 2045 yılına kadar tüm İskandinav ülkeleri arasındaki uçuş rotalarının %97'sini ve İskandinav yolcu hacminin %58'ini karşılama potansiyeline sahip olduğunu gösteriyor. Araştırmacılar, maksimum 750 mil uçuş mesafesini ve hidrojen gücü için uyarlanmış mevcut bir uçak modelini varsaydılar. Çalışmada ayrıca, yeterli yakıt alabilen, süper soğuk sıvı hidrojeni tutacak kadar yalıtımlı ve …

Devamını oku

Yapay Zeka ve Etik Hakkında 10 Altın Öneri Yapay zeka (AI) yarışı hız kesmeden devam ederken, şirketler bu teknolojiyi operasyonlarına entegre etmek için yoğun çaba harcıyor. Bu çabanın olumlu sonuçları da görülüyor: Çalışanların %81'i iş performanslarında iyileşme olduğunu belirtirken, üçte ikisi işverenlerinden daha fazla yapay zeka teknolojisi kullanmasını talep ediyor. Ancak, bu hızlı gelişim sürecinde gözden kaçan önemli bir konu var: Yapay zeka etiği. Adil, şeffaf, hesap verebilir ve insan haklarına saygılı yapay zeka sistemleri geliştirmek ve kullanmak, olası zararları en aza indirgemek, ayrımcılığı önlemek ve güven sağlamak açısından büyük önem taşıyor. Yapay zeka etiği, henüz yasal bir zorunluluk olmaması, finansal kısıtlamalar veya kapasite sorunları nedeniyle göz ardı edilebiliyor. Ancak, unutulmaması gereken önemli etik konular var: Adalet ve Önyargı: Yapay zeka sistemlerinin ırk, cinsiyet, yaş …

Devamını oku

Teknoloji tam anlamıyla günlük hayatımızın içine girmeyi başardı. Akıllı telefonlarımızdan kullandığımız uygulamalara, iş süreçlerimizi yöneten yazılımlardan web sitelerine kadar her yerde yazılım yer alıyor. Hatta sağlık sektöründe bile artık tamamen dijitalleştik. Ancak, geleneksel yazılım geliştirme süreci, genellikle uzmanlık gerektiren karmaşık kodlama dilleri ve uzun geliştirme süreçleri nedeniyle birçok kişi ve işletme için erişilebilir değil. İşte tam da bu noktada, kodsuz programlama devreye girerek yazılım geliştirmeyi herkes için erişilebilir hale getirme potansiyeli sunuyor. Kodsuz Programlama (No-Code) Nedir? Kodsuz programlama (No-Code), kısaca yazılım geliştirme sürecinde kod yazma ihtiyacını ortadan kaldıran yenilikçi bir yaklaşımdır. Geleneksel programlama dillerini (Python, Java, C++ vb.) bilmeyen kişilerin bile, web siteleri, mobil uygulamalar ve diğer yazılım çözümleri oluşturmasına olanak tanır. Kodsuz platformlar, görsel arayüzler, sürükle-bırak özellikleri ve önceden hazırlanmış bileşenler kullanarak yazılım geliştirmeyi …

Devamını oku


Yapay zeka (AI) ve robotik teknolojiler, hayatımızın birçok alanında devrim yaratmaya devam ediyor. Bir diğer yandaysa robotların ve AI sistemlerinin karar verme yetkisi etik ve sosyal açıdan önemli tartışmalara yol açıyor.  Bu önemli sorulardan bir tanesi de şu;  "İnsanlar, robotların kararlarına ne kadar güvenebilir ve bu güven ilişkisi nasıl yönetilir?  Robotların Karar Verme Yetkisi  Robotlar, belirli görevlerde karar verme yetkisiyle donatıldığında, insan müdahalesine gerek kalmadan bağımsız olarak işlev görüyor. En basit örnekle, otonom araçlara gidilecek noktayı verdiğimizde, trafik durumuna göre rotalarını kendisi belirliyor. Bunun yanı sıra medikal robotlar, belirli teşhis ve tedavi kararları alıyor. Bu tür sistemler, büyük veri analitiği, makine öğrenimi ve derin öğrenme algoritmaları kullanarak, insan benzeri kararlar alabilme kapasitesine ulaşmış durumda. Karar Verme Süreçleri ve Etik Sorunlar  Yapay zeka popülerleşmeye başladığı andan itibaren beraberinde …

Devamını oku

Girişimcilik ekosistemi, çeşitli unsurların bir araya gelmesiyle oluşan dinamik bir ağdır. Bu ağda, girişimciler, yatırımcılar, eğitim kurumları, mentorlar ve hükümet gibi faktörler, yenilikçi iş fikirlerinin başarılı işletmelere dönüşebilmesi için gerekli olan desteği sağlarlar. Girişimcilik ekosistemi, bu unsurların birbiriyle olan işlevleri ve etkileşimleri üzerine kurulmuştur. Bu etkileşimler, ekosistemin genel sağlığı ve başarısı için hayati önem taşır.Temel Bileşenler ve İşlevleriGirişimcilerEkosistemin merkezinde yer alan girişimciler, yenilikçi fikirleri ve iş modelleri ile piyasaya yeni ürünler ve hizmetler sunarlar. Bu bireyler, risk almayı göze alan ve değişim yaratan kişilerdir.YatırımcılarYatırımcılar, girişimcilerin ihtiyaç duyduğu sermayeyi sağlarlar. Bu grup içinde melek yatırımcılar, girişim sermayesi firmaları ve halka arz edilen şirketler gibi farklı türde finansörler bulunur. Yatırımcıların sağladığı finansal destek, girişimlerin pazarlarına girmeleri ve büyümeleri için hayati öneme sahiptir.Mentorlar …

Devamını oku

Yapay zeka ve robotik teknolojiler, hayatımızın her alanında olduğu gibi, adli bilişimde de büyük bir değişim yaratıyor. Bu yenilikçi araçlar, suçların çözülmesini hızlandırıyor, delilleri daha hızlı ve doğru bir şekilde analiz etmeyi mümkün kılıyor ve adaletin daha etkin bir şekilde sağlanmasına katkıda bulunuyor. Yapay Zeka Uygulamaları Veri AnaliziYapay zeka, devasa veri kümelerini saniyeler içinde tarayarak, şüpheli davranışları ve kalıpları tespit etme yeteneğine sahip. Bu sayede, finansal suçlar ve siber suçlar gibi karmaşık olaylarda önemli bir avantaj sağlıyor. Örneğin, bir banka işlemlerinde anormal bir faaliyet tespit edildiğinde, yapay zeka algoritmaları bu işlemleri analiz ederek dolandırıcılık ihtimalini ortaya koyabiliyor. Yüz TanımaGüvenlik kameralarından alınan görüntülerin yapay zeka tarafından analiz edilerek, şüphelilerin kimlikleri belirlenebiliyor. Bu teknoloji, kayıp kişilerin bulunması ve şüphelilerin hızlı bir şekilde takibi için de avantaj …

Devamını oku

Duyguların Tanımı ve İnsan Beyni Duygular, insan beyninin karmaşık bir fonksiyonudur ve genellikle limbik sistemin aktiviteleriyle ilişkilidir. Duygular, çevresel uyaranlara karşı verilen bilinçli ve bilinçsiz tepkiler olarak tanımlanabilir. İnsanlarda duygular, sosyal etkileşimler, öğrenme süreçleri ve karar verme mekanizmaları üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Yapay Duygular ve Algoritmalar Robotlara duygular yüklemek, yapay zeka algoritmaları aracılığıyla duygusal tepkiler ve davranışlar oluşturmak anlamına gelir. Bu, gerçek insan duygularını tam olarak kopyalamaktan ziyade, belirli uyaranlara karşı önceden programlanmış tepkiler vermeyi içerir. Yapay duyguların oluşturulmasında birkaç önemli teknoloji kullanılmaktadırDuygu Tanıma Algoritmaları Bu algoritmalar, yüz ifadeleri, ses tonları ve biyometrik veriler gibi çeşitli girişleri analiz ederek insanların duygusal durumlarını tanır. Örneğin, bir robot, karşısındaki kişinin mutlu, üzgün veya kızgın olduğunu belirleyebilir ve buna uygun tepki verebilir. Duygusal Tepki Sistemleri Bu sistemler, belirli …

Devamını oku