Deprem ülkesinde yaşamanın doğurduğu bazı ağır sonuçlar vardır. Özellikle de, yaşanılan büyük deprem sırası ve sonrasında ağır bir çöküşe uğrayan psikoloji bu sonuçlardan şüphesiz en önemlisi. Ülkece en son yaşanılan 6 Şubat 2023 depreminin ardından maddi ve manevi çöküşler hat safhaya ulaşmış durumda. Bu durumdan ise en çok etkilenenlerin başında çocuklar ve bebekler geliyor. Bu süreçte başta anne-babalar olmak üzere bütün yetişkinlere görev düşüyor. Kişisel olarak durumu atlattıktan ve kabullendikten hemen sonra çeşitli ilgi ve psikoloji desteklerinin çocuklara yönelmesi büyük ölçüde hassasiyet taşıyor.
Deprem ve Psikoloji İlişkisi
Diğer tüm doğal afetler gibi deprem de insan psikolojisi üzerinde ağır travmalara sebebiyet veriyor. Ancak bunun düzeyi kişiden kişiye göre farklılık gösteriyor. Bu sebeple, deprem ve psikoloji ilişkisi depremzedenin hikayesine göre yön değiştiriyor. Örneğin, depremi merkez üssünden birebir yaşayıp destek ekipleriyle kurtulan bir insanda, kişisel travma bozukluğu hafif düzeyde görülebiliyor. Bununla birlikte, deprem bölgesinden uzakta olup iletişim araçları sayesinde gördüğü haberler ve videolar yüzünden hayali sarsıntı psikolojisine kapılıp, yüksek oranda travma yaşayan kişiler de bulunuyor. Dolayısıyla depremi yaşamak şöyle dursun, yaşama olasılığını dahi düşünmek, kişinin hayat kalitesini fazlaca etkiliyor. Deprem sırasında yaşanan ani şoklar bazı kişilerde birkaç saniye sürerken, bazılarında saatlerce hatta günlerce sürebiliyor. Şok sonrası herkesin gösterdiği tepkiler farklı olsa da genelde bunlar; korku, endişe, suçluluk, pişmanlık, öfke, karamsarlık, çaresizlik hissiyatları oluyor.
Depremde şahit olunup birebir yaşanılan olayları kişi uzun müddet kalıcı hafızasında yer tutarak ağır bir psikoloji altına giriyor. Bu tür durumlarda kişi, yaşadıklarını etraftaki insanlarla paylaşma ihtiyacı duyar ve her an deprem oluyor hissine kapılır. Olan bitenlere inanmakta güçlük çekileceği için kısa süreli hafıza kayıpları ve ani duygu iniş-çıkışları gözlemlenebilir. Duygusal ve zihinsel tepkilerin yanı sıra fiziksel ve davranışsal tepkilere de sıklıkla rastlanmaktadır. Mide bulantısı, gerginlik, yorgunluk, uykuya dalmakta ve sürdürmekte problem yaşamak, nefes darlığı ve çarpıntı en çok görülen fiziksel tepki belirtileridir. Davranışsal tepkiler çoğunlukla çocuklar ve aşırı hassas yapıda ki kişiler de sıklıkla görülür. İçe kapanma, dış uyaranlara tepki vermeme, ani irkilmeler, aşırı tepki vermeler ve alkol-sigaraya yönelim gibi belirtileri bulunuyor.
Deprem Sonrası Psikolojik Tedavi
Yaşanılan büyük şiddetteki depremlerden sonra; insanlarda görülen kaygı problemi ve buna bağlı olarak çarpıntı, nefes almada güçlük yaşama, en çok görülen psikoloji bozukluğu çeşididir. Eğer kaygı problemi onarılmazsa yukarıda belirtilen diğer travmatik olaylar da kolaylıkla gün yüzüne çıkabilir. Kaygı odaklı tedavilerin diğer belirtileri de ortadan kaldırdığı biliniyor. Bu sebeple kaygı psikolojisi içinde olan insanların alkol-sigara kullanımından kesinlikle uzak durmaları gerekiyor. Nefes yolunu aksaklığa uğratacak her türlü dış etkenle aralarına mesafe koymaları bu süreçte çok önemli. Bunun yanı sıra, deprem bölgesinden uzaklaşarak rahatlatıcı aktivitelere yönelmek kişiyi oldukça rahatlatacaktır. Bunları; yürüyüş yapmak, ibadet etmek, nefes ve gevşeme egzersizleri yapmak olarak sıralayabiliriz.
Deprem sonrası travmalara yönelen psikoloji tedavisi için kişisel çabaların yanında, alınan sosyal destek de iyileşmede büyük pay alıyor. Bazı durumlarda alınan sosyal desteğin çoğu zaman diğer desteklere oranla tek başına dahi iyileştirme gücünün olduğunu kolaylıkla söyleyebiliriz. Uzmanlardan alınacak psiko-terapi desteklerinin yanı sıra, psikoloji bozukluğu yaşayan kişileri yakınları ile konuşturmak çok etkilidir. Böylelikle duygu ve düşüncelerini içine atmak yerine aile, arkadaş ile konuşarak kendisini daha iyi hissedecektir. Deprem sonrası kapalı alanlara gitmek korku ve endişe oluşturacağı için bir müddet bu tür yerlere girilmemelidir. Bireyin ve çocukların öz sağlığının korunması için, depreme ait görsel, video, haber gibi araçlardan uzak durulmalıdır. Özellikle bu zamanlarda ortalıkta fazlasıyla bilgi kirliliği oluşmasıyla zihin yapısı çökmeye müsait hale geliyor. Bundan dolayı, deprem anını hatırlatan maddi-manevi her türlü unsurdan uzak kalınmalıdır.
İlginizi Çekebilir: Depremden Sonra Telefon Hatlarının Kesilme Sebepleri Nelerdir?
Depremzedeye Yardımı Olabilecek Desteklerde Bulunun
Deprem olayının şokunun atlatılabilmesi için ilk süreçte yaşananların etkisiyle matem tutulur. Bunun için kişiyi sıkmamalı, rahatça duygularını dökebilmelerine yardımcı olunmalıdır. Onlarla fikir alışverişi yaparak içe dönük olmalarına izin verilmemelidir. Yaşanan travma sonrası kişilerin; kendini/başkalarını suçlama, kaçınma, inkar gibi ihtimallere sarılmalarına karşı tedbir alınmalıdır. Bu dönemde oluşan psikolojik ihtiyaçlarının yanı sıra fiziksel gereksinimleri belirlenip karşılanmaya çalışılıp, pasif kalınmamalıdır. Yaraların sarılmasının bir anda olabilecek bir süreç olmadığını çok iyi bilmek gerekiyor. Bu sebeple her daim birlik içerisinde sabır ile hareket ederek umut dolu yaklaşımlar sergilemek en doğrusu olacaktır.
Bu habere henüz yorum yazılmamış, haydi ilk yorumu siz bırakın!...