Geldi, gelecek, gele dursun bir hal çaresine bakarız derken sonunda geldi. Artık yeni gelin ve damat adaylarımız, hayırlı uğurlu olsun. Karşınızda robotlar ve insan robot evliliği!
Son yıllarda yaşanan teknolojik gelişmeler, dijital devrim çağında yine insanoğlunu şaşırtmayarak yeni bir ilke imza atmış bulunuyor. Eskiden İzmir’in kızları diyen diller, artık dijitalin Robotnaz’ları diyecek sevgili gençler.
Biz insanlar, teknolojinin nimetleri ne zaman önümüze yeni bir şey sunsa, onu hayatımıza entegre etmek için hiç zorlanmadık. Her ürünü benimsedik, her ürünün güncellemesine, yenilemesine, giydirmesine, yükseltmesine teknoloji mağazalarında kargalar kahvaltısını etmeden kuyruklar oluşturduk.
Çok değil, yakın bir geçmişe gidecek olursak, komşunun aldığı renkli televizyon, ertesi ay evimizde, okulda arkadaşın aldığı bilgisayar ertesi ay masamızda, iş yerindeki mesai arkadaşımızın aldığı polifonik telefon bir sonraki ay cebimizde rahatça yerini aldı. Derken akıllı bir çağ başladı ve her şey değişti.
Şimdilerde hayata hep olumsuz tarafından bakan zamane insanları olarak, Terminatör’leri veya Cyberg’leri bizi yok edecekler diye beklerken, dijital devrim bu kez insanoğlunu baş göz etme kıyağı ile kapıya dayandı. İlk kez 2016 yılında Lilly adında Fransız bir ablamız 3D yazıcısında bir robot üreterek adına İnmovator koymuş, daha sonra bu robotuna âşık olarak evlenme isteğini duyurmuştur. Bu olayı hemen takiben 2017 yılında da Çinli bir yapay zekâ uzmanı olan Jiajia Zheng abimiz de, arkadaşları ve ailesinin huzurunda dini bir törenle, kendi yaptığı robot ile evlenmiştir.
Tabii robotla evlenen olur da gönlünü bir holograma kaptıran olmaz mı? 2018 yılında Japonya’da yaşayan Akihiko Kondo adlı kardeşimiz sanal ortamda bir şarkıcı olan 16 yaşındaki hologram Hatsune Miku ile evlenmiştir. Be kardeşim en azından hologram kızımızın reşit olmasını bekleseydin dediğinizi duyar gibiyim. İşte bu örnekler ile başlayan insan-robot evlilikleri bugünlerde de gündemi meşgul etmekte.
İnsan- Robot Evliliği Nedir?
Dünyada ‘’Dijiseksüelite’’ şeklinde tanımlanan bu akım; iç anlam olarak ‘‘insanların robotlara ilgi duyma eğilimi’’ olarak tanımlanmaktadır. Teknolojiye olan bağımlılık modellerinde biri sayılabilecek olan dijiseksüelite günümüzde ve gelecekte ilişki kurmakta zorlanan, yalnızlık çeken bireylere oldukça cazip gelen bir dijital devrim halini almıştır. Bir başka anlatımda da‘’roboseksüel’’ tabiriyle de ifade edilen bu ilişki tarzında; insanların kendi yaptıkları veya yaptırdıkları robotlara cinsel ve iletişimsel açıdan ilgi duymalarından dolayı ortaya çıkan bir evlilik bağı da denebilir.
Kazanımları ve Kayıpları Nedir?
İnsanların yaratılıştan bu yana beslenmeden sonra ilk gelen içgüdü iletişimdir. İnsan sosyal bir varlıktır. Bu her zaman böyleydi ve böyle olmaya da şüphesiz ki devam edecektir. Ancak insani ilişkiler her insanda güçlü seviyelerde olmadığından, dünya üzerinde azımsanamayacak bir kitle de iletişimde oldukça zorlanmaktadır. İletişim modelinde tek taraflı hegemonya kurarak yalnızlığını gidermekle yetinecek olanlara kazanım sağlayacak bir evlenme metodu olacağı belli.
Geri kalan kitle ise duygusal, tensel ve hür iradeli gerçek ilişkileri tercih etmektedir. Çünkü algoritmalar ne kadar geniş olursa olsun, bir insan yorumlamasına ve bu yorumlamanın sonuçları ile kurulacak iletişimin tadı hiçbir robotta olmayacaktır. Tabii yapay zekâ gelecek yıllarda ne gösterir bilinmez. Ancak birçok kadın, erkeğin aldatmayan robotunu, birçok erkek de kadının sessize alınabilen bir robot versiyonunu kesinlikle merak edecek ve zamanı geldiğinde deneyecektir.
Nihayetinde insan; üreyen, varlığını ve amaçlarını gelecek nesillerine aktarmayı isteyen bir varlıktır. İnsan-robot evlilik modelinde ‘’çocuk’’ faktörü sorgulandığında istisnasız herkesin zihni mavi ekran verecektir. Bir mutfak robotu alındığında yanında hediye verilen mixer misali, yenge robotu evlenip, alnından öperek ‘’helalimsin’’ derken biri bize ‘’bu da yavrunuz diyerek’’ ne sunacak? Son cümlede sorduğum soruya dair cevapları sitemizin mail adreslerine muhakkak bekliyoruz.
E tabii ki son olarak bu evlilik modelinin ülkemize geldiğini varsayarsak, aile kavramı ve müessesesini derinden sarsacak bir etki yaratacağına da değinmek gerekir. Dünya milletlerinden bizi ayıran yegâne özelliklerden biri hiç şüphe edilmez ki aile kavramıdır. Kız isteme esnasında beklenen tuzlu kahvenin yerini, robotun göğüs kafesinden sunulan bir Ice Chocolate Mocha tutabilir mi bilinmez.
Hukuki ve Sosyal Uyum
Gelecekte bu evlilik modeli yukarıdaki gerçekleşen ülkeler gibi Türkiye’de de gerçekleşecektir. Matbaadan bu yana geç takip etme alışkanlığımız olsa da, sıramız geldiğinde uyum sağlama ve benimseme konusunda üretene bile taş çıkartabiliriz. Hal bu iken; robot gelin ve damatlar devlet politikalarında da yerini alarak hukuki adaptasyonu da tabii ki sağlanacaktır. Yasalar, kısıtlamalar, neyi yapar, neyi yapamaz, neye ne kadar yetkilendirilir onu şimdiden kestirmek güç. Ancak her ülkenin bu konuda kendi değerlerini gözeterek kararlar alacağı oldukça aşikârdır.
Sosyal uyum olarak, kadın-erkek ilişkilerine de yeni bir soluk getireceği şimdiden belli olan dijiseksüelite, yakın bir gelecekte fiilen daha yaygın hale gelecektir. Çünkü insanın robot ile uyumu sadece tarafları arasındaki uyumu değil, toplumsal uyumu da teşkil etmek durumundadır. Yaygınlığı toplumun kabul edişinin bir göstergesi olacaktır. Toplum ilişkiyi kuran birey kadar konuya razı olmalıdır. Zira robot kocanız size bir demet çiçekle eve gelirken, komşu Ahmet Bey’in otoparkında izinsiz park edemez.
Dijital çağ her zaman olduğu gibi gelecekte de akıl sınırlarımızı zorlamaya oldukça hevesli. Nasıl olmasın sevgili okuyan? İnsanoğlunda bitmek bilmeyen bir yenilikçi ruh, tatmin olmayan bir heves ve süper hızlı bir benimseme varken, uyum kaçınılmaz oluyor. Şimdilik beklemekten başka çaremiz yok. Nitekim bekleyişimiz ülkemize ilk gelecek olan robot gelin veya damadımıza kadar olacaktır. Varsın bu da olsun. Ülkemizin gündeminde çocuk gelinler, şiddet gören kadınlar olacağına Robotnaz’lar ve Robotcan’lar olsun.
