Dünya'nın en eski ve en büyük kraterleri yavaş yavaş yok oluyor! Bir gök taşı, patlama veya volkanik aktivitenin Dünya üzerindeki muazzam etkisinin bir sonucu olarak, kase şeklindeki çöküntülerde kilometrelerce uzanan kraterler oluşur. Zaman içinde bu tür 170 civarında krater tespit edildi. Ve bunlar büyük ölçekli erozyonlar veya tektonik dönüşümler nedeniyle sürekli olarak siliniyor.
Yeni bir çalışma, bu kraterlerin hızla kaybolduğunu ve bir daha asla bulunmayabileceğini söylüyor. Araştırmaya katılan bilim insanları, Dünya'nın 4,5 milyar yıllık tarihi boyunca oluşan gök taşı çarpışmalarını bulabilmeleri gerektiğini söylüyor. Ancak yalnızca Dünya'nın yaşının yarısından daha küçük olan genç çarpma kraterleri bulabildiklerini belirtiyorlar.
İlginizi Çekebilir: Müzik Neden Büyülü? Bilim Şimdi de Müziği Araştırıyor!
Çalışma Hakkında Detaylar
Kraterler gizemi çözüp sorulara cevap verebilir mi?
Güney Afrika'daki Western Cape Üniversitesi'nde etki yapılarını inceleyen gezegen bilimcisi ve çalışmanın baş yazarı Matthew S. Huber, "Sahip olduğumuz eski yapıların hiç korunmamış olması neredeyse bir şans. Daha eski kraterlere sahip olsaydık cevaplayabileceğimiz pek çok soru var. Ama bu jeolojideki normal hikayedir. Mevcut olanlardan bir hikaye çıkarmalıyız.'' ifadelerini kullandı.
Gömülü veya gizli kraterler, sismik görüntüleme veya yer çekimi haritalama gibi jeofizik araçlar kullanılarak tespit edilebilir.
Huber ve bilim adamlarından oluşan ekibi, bu kraterlerin son kalıntıları ortaya çıkarılmadan önce toprak erozyonu nedeniyle ne kadar hızlı kaybolduğunu öğrenmek istedi.
Böylece ekip, dünyanın şimdiye kadar oluşmuş en eski ve bilinen en büyük darbe yapısını incelemek için Güney Afrika'ya gitti. NASA'ya göre, yaklaşık iki milyar yıl önce, yaklaşık 10 kilometre çapındaki bir asteroit Dünya'ya doğru fırladı. Ve yüzeyinde 62 mil genişliğinde (100 kilometre) bir çentik açtı. Etki, şu anda Güney Afrika'nın Johannesburg kentinin güneybatısında meydana geldi.
Bulmak için, araştırmacılar yapıya girdi. Yıllar geçtikçe, çarpma yapısından geriye kalan tek şey, alçak tepelerden ve kaya oluşumlarından oluşan yarım daire şeklidir.
Huber, "Bu model, hala tespit edilebilen son jeofizik imzalardan biridir ve bu yalnızca en büyük ölçekli çarpma yapıları için olur" açıklamasında bulundu. Huber, "Erozyon, bu yapıların yukarıdan aşağıya kaybolmasına neden oluyor. Bu yüzden aşağıdan yukarıya gittik." diye de ekledi.
Araştırmacılar, örnek kaya çekirdekleri aldı. Fiziksel özelliklerini analiz ettiler. Basın açıklamasında, bazı ejekta ve çarpma mineralleri kalırken, Vredefort yapısının dış sırtlarındaki kayaların çevrelerindeki çarpma olmayan kayalardan farklı olduğunu keşfettiler.
Huber, "Tam olarak beklediğimiz sonuç bu değildi," dedi. "Farkın olduğu yerde, inanılmaz derecede sessizdi. Verileri gerçekten anlamlandırmamız biraz zaman aldı. On kilometrelik erozyon ve etkinin tüm jeofiziksel kanıtları, en büyük kraterlerde bile ortadan kayboluyor.” diye de ekledi.
Önümüzdeki birkaç yıl içinde daha fazla erozyon meydana gelirse, etki yapısı tamamen ortadan kalkacaktır.
Huber son olarak, "Bugüne kadar korunmuş bir Archean çarpma kraterine sahip olmak için, gerçekten olağandışı koruma koşulları yaşamış olması gerekirdi. Ama o zaman, Dünya alışılmadık koşullarla dolu. Belki de bir yerlerde beklenmedik bir şeyler vardır ve bu yüzden aramaya devam ediyoruz.” diye ekledi.
Bu arada kraterler ile ilgili çalışmanın, Jeofizik Araştırma Gezegenleri Dergisi'nde yayınlandığını da belirtelim.
Bu habere henüz yorum yazılmamış, haydi ilk yorumu siz bırakın!...