Son derece erken evren, şimdiye kadar meydana gelen en yıkıcı, dönüştürücü ve enerjik olaylara sahipti. Bu enerjileri harekete geçirmek, kozmosun genişlemesi ve bunun sonucunda doğanın temel güçlerinin parçalanmasıydı.
ArXiv ön baskı veritabanında 27 Haziran'da yayınlanan yeni araştırma mevcut. Bu araştırmaya göre, bu parçalanmada, büyük baloncuklar ortaya çıkıp birbirleriyle çarpışarak, en gelişmiş insan yapımı parçacık hızlandırıcılarımızı bile utandıracak enerjileri güçlendiriyor olabilir.
Araştırmacılar, bu harika enerjilerin evreni karanlık madde parçacıkları, mikroskobik kara delikler ve çok daha fazlasıyla doldurmuş olabileceğini belirtti. Ve bu aşırı enerjik, erken evren yapılarının adı? "Bubbletron'larla" tanışın!
İlginizi Çekebilir: FAA Uzay Uçuşu Düzenlemeleri için Bir Komite Başlattı
Çalışma Hakkında Detaylar Haberimizde
Doğanın dört temel kuvveti, elektromanyetizma, güçlü nükleer, zayıf nükleer ve yer çekimi. Yüksek enerjilerde bu kuvvetler birleşmeye başlar. Bunu, elektromanyetizma ve zayıf nükleer kuvvetin birleşik bir "elektrozayıf" kuvvette birleştiği en güçlü parçacık çarpıştırıcılarımızda zaten tespit edebiliyoruz. Kanıtlanmamış olsa da fizikçiler, daha da yüksek enerjilerde diğer kuvvetlerin de tek bir birleşik kuvvet halinde birleştiğinden kuvvetle şüpheleniyor.
Ancak evrenin bunu yapmak için gereken enerjiye sahip olduğu tek zaman, Büyük Patlama'dan hemen sonraydı. Evren soğudukça ve bu erken durumdan genişledikçe, güçler devasa faz geçiş anlarında birbirinden ayrıldı. Bu yarılma, eriyen buzun suya geçişi gibi yumuşak ve dingin ya da kaynayan suyun buhara geçişi gibi inanılmaz derecede şiddetli olabilirdi.
Yeni araştırmaya göre, geçişler şiddetli olsaydı, o zaman evren kısa bir süre için devasa baloncuklarla dolabilirdi. Bu baloncukların dışında birleşik güçler kaldı. Ancak baloncukların içinde, güçlerin birbirinden ayrılmasıyla kozmos tamamen farklı olurdu. Sonunda bu baloncuklar genişleyip çarpışarak evreni tamamen yeni gerçekliğe dönüştüreceklerdi.
Ancak bu baloncuklar, açık bir gazoz kutusu gibi köpürerek, iz bırakmadan gelip gitmezlerdi. Baloncuklar gerçekten muazzam miktarda enerji taşırdı. Günümüz kozmosundaki herhangi bir insan yapımı veya doğal süreçten çok daha fazla enerji!
Baloncukların genişleyen kenarları, yakındaki herhangi bir parçacığı inanılmaz derecede yüksek hızlara çıkarabilir. Bu parçacıklar daha sonra tıpkı laboratuvar parçacık hızlandırıcı deneylerinde yaptıkları gibi diğerlerine çarparak salınan enerji ve yeni parçacıklardan oluşan bir duş oluşturuyordu. Ek olarak, baloncuklar sonunda birleşerek başka bir parçacık yaratma kaynağı haline gelirdi.
Araştırmacılar, bu bubbletronların varsayımsal karanlık madde parçacıklarının oluşumunu tetiklemek için gerekli enerjilere ulaşmış olabileceğini keşfetti. Ekibin hesaplamalarına göre bu parçacıklar, evrende gözlemlenen karanlık madde miktarını açıklamaya yetecek kadar kütleye ve bolluğa sahip olacak.
Son araştırmalar, yer çekimi dalgalarının arka plan uğultusuyla çalkalanan bir evrene işaret ediyor! Dalgaların çoğu büyük olasılıkla çarpışan süper kütleli kara deliklerden kaynaklanıyor. Bazıları da bubbletronların yükselişi ve düşüşü gibi son derece erken evrendeki süreçlerden kalıntılar da olabilir. Araştırmacılar, pulsar zamanlama dizileri ile gelecekteki analizlerin yanı sıra LISA ve Einstein Teleskobu gibi yaklaşmakta olan yer çekimi dalgaları dedektörlerinin, bubbletronların önemli ama geçici varlığına dair doğrudan kanıtlar bulabileceğine dikkat çekti.
Bu habere henüz yorum yazılmamış, haydi ilk yorumu siz bırakın!...