2024 yılı, dijital varlık alanında tarih sayfalarına altın harflerle yazılan bir yıl oldu. ABD düzenleyicisi SEC, on yıl süren bir mücadelenin ardından Ocak ayında ilk spot Bitcoin ETF'ini onayladı. Bu karar, kurumsal yatırımcıların milyarlarca dolarlık girişine yol açarak geniş kripto pazarlarında yeni bir boğa koşusunu tetikledi.
Kurumsal tahsislerin artmasıyla birlikte, yakın zamanda onaylanan spot Ether ETF'ii de göz önüne alındığında, dijital varlıkların ve geleneksel finans endüstrisinin kesişim noktalarını değerlendirme zamanı geldi. Ancak mevcut ETF sağlayıcıları, milyarlarca dolarlık akışlar ve kriptografik anahtarlarla ilişkili varlık yönetimi karmaşıklıklarıyla başa çıkmaya hazır değiller. Tüm bu zorlukların altında yatan neden, güvenlik endişeleridir.
İlginizi Çekebilir: Stabilcoin Devrimi: Yüksek Getiri Çağına Doğru
Daha Güçlü Güvenlik Çözümleri
Sermaye akışı kapılarda yükseliyor, ancak büyük sermaye girişleri şu anda mevcutlardan daha güçlü güvenlik çözümleri gerektiriyor. ETF ihraççıları ve dijital varlıklara yatırım yapan diğer kurumların bu duruma hazırlıklı olmaları gerekiyor. Mevcut ETF modelinde, spot Bitcoin ETF ihraççılarının çoğunluğu, saklama çözümleri ve ticaret yaşam döngüsü için büyük ölçüde Coinbase'e bağımlı durumda.
Coinbase, ABD'deki sekiz Bitcoin ETF ihraççısının, BlackRock'un iShares Bitcoin Trust (IBIT), Bitwise Bitcoin ETF (BITB), ARK 21Shares Bitcoin ETF (ARKB) ve Grayscale (GBTC) dahil, saklayıcısı konumunda bulunuyor.
Ancak, bu aşırı bağımlılık merkezileşme ve karşı taraf riskleriyle ilgili endişelere yol açıyor. EY-Parthenon araştırması, kurumsal tahsislerde dijital varlıkların artmasının beklendiğini ve bu yatırımcıların özellikle gerçek dünya varlıklarını tokenleştirmeye odaklandığını ortaya koyuyor. 250'den fazla kurumun katıldığı bir ankete göre, kurumların %60'ı portföylerinin %1'inden fazlasını dijital varlıklara ayırıyor ve bu tahsisleri önümüzdeki yıllarda artırmayı planlıyor.
Dünya genelinde varlık yöneticilerinin benimsemesi durumunda, sektöre 1 trilyon dolarlık yeni giriş bekleniyor. Ancak, büyük TradFi kurumlarının düzenleyici kurumlara karşı risklerini etkili bir şekilde azaltmaları gerekiyor. Hızla artan varlık yönetimi (AUM) olan ETF ihraççılarının, saklama sağlayıcılarını çeşitlendirmeleri ve daha sağlam bir piyasa yapısı oluşturmaları önem arz ediyor.
Bu habere henüz yorum yazılmamış, haydi ilk yorumu siz bırakın!...