Nature dergisinde yayınlanan yeni bir çalışma yayınlandı.Bu çalışmaya göre, insan kaynaklı iklim değişikliği karşısında, Dünya'nın buzulları için endişe verici bir tahmin sunuluyor!
Araştırma, yüksek emisyon senaryosunda, Antarktika ve Grönland buz tabakalarının dışındaki buzulların kapsadığı alanın bu yüzyılın sonuna kadar yarıya indirilebileceğini gösteriyor.
İklim değişikliği tarafından yönlendirilen bu dönüşümün, Nepal ve Finlandiya'nın birleşik boyutuna eşdeğer bir genişliğe yayılan yeni ekosistemlere yol açacağı tahmin ediliyor. Araştırmanın detayları yazımızda.
İlginizi Çekebilir: Okyanuslar, İklim Nedeniyle Mi Renk Değiştiriyor?
Çalışmanın Detayları
Gezegenimizin sağlığının hayati göstergeleri olan buzullar için belirtelim. İnsan faaliyetlerinin çevre üzerindeki sonuçları nedeniyle endişe verici bir hızla geri çekiliyor.
Bu değişimin ayırt edici bir sonucu da, yeni ortaya çıkan arazileri hızla kolonileştiren yeni ekosistemlerin ortaya çıkmasıdır. Bununla birlikte, bu olgunun küresel kapsamı şimdiye kadar büyük ölçüde keşfedilmemiş olarak kaldı.
Fransa, Haute-Savoie Doğal Alanlar Konservatuarı'ndan Jean-Baptiste Bosson liderliğindeki bir araştırma ekibi kapsamlı bir analiz gerçekleştirdi.
Antarktika ve Grönland buz tabakalarının ötesinde yer alan 650.000 kilometrekareden (km²) fazla buzulun beklenen seyrini haritalamak için kapsamlı bir küresel buzul evrimi modelinden yararlandılar.
Her buzulun 2100 yılına kadar çeşitli iklim senaryolarına nasıl tepki vereceğini tahmin etmek için buzulların ana hatlarını, buzulların altındaki arazi hakkında bilgileri ve farklı iklim faktörlerini içeren bir model kullandılar.
Özellikle, model tahminlerini deniz, tatlı su veya karasal olarak sınıflandırılan buzullaşmanın ardından gerçekleşecek ekosistemlerin doğasına genişletiyor.
Çalışmanın bulgularının kritik bir modelin altını çizdiğini belirtelim. İklim senaryosundan bağımsız olarak, bozulma 2040 yılına kadar tutarlı bir hız sürdürüyor. Bundan sonra, sonuçlar da emisyon yoğunluğuna göre farklılaşıyor.
2075 yılına kadar küresel sera gazı emisyonlarının üç katına çıkmasını öngören yüksek emisyon yörüngesi altında, 2020 buzul alanının yaklaşık yarısı 2100 yılına kadar yok olabilir.
Yine de, 2050 yılına kadar net sıfır emisyonu hedefleyen alternatif bir düşük emisyonlu yol, kaybı yüzde 22 civarında azaltabilir.
Öngörülen bozulma, yüzyılın sonuna kadar karasal, deniz ve tatlı su habitatlarını içeren Nepal ve Finlandiya'nın birleşik alanına eşdeğer araziyi açığa çıkarabilir.
Bu gelişen manzara, başka yerlerde iklim değişikliğinin artan etkilerinden sığınmak isteyen türleri de içerebilir.
Araştırmanın sonuçları, buzul düşüşünün boyutunu ölçmenin ötesine geçiyor. Çalışma, ikili bir yaklaşımı teşvik ediyor! Sadece bozulma oranlarını azaltmakla kalmıyor. Aynı zamanda bu gelişmekte olan ekosistemleri kalıcı olarak hayatta kalmalarını sağlamak için koruyor.
Dünya, iklim eyleminin aciliyetiyle boğuşuyor. Böylelikle, bu yeni ortaya çıkan ekosistemleri korumak, Dünya'nın ekolojik dengesini sağlamada çok önemli bir unsur haline geliyor.
Bu arada çalışmanın tamamının 16 Ağustos'ta Nature'da yayınlandığını da belirtelim.
Bu habere henüz yorum yazılmamış, haydi ilk yorumu siz bırakın!...