Son yazılarımda yatırım konularına özellikle vurgu yapmaya çalışıyorum. Bu yazının da ana konusu yine yatırım olacak. Hızlı bir soru ile başlayalım. Amazon 1994 yılında kuruldu. Dolayısıyla bundan yaklaşık 30 yıl önce Amazon’a yatırım yapma fırsatınız olsaydı ne yapardınız? Siz bu sorunun cevabını düşünürken yatırım konusunda üstad olarak kabul edilen Warren Buffet’ın şu cümlelerine kulak verelim istiyorum:
“Bugün dünyanın altın stoku yaklaşık 170.000 metrik tondur. Bu altının tamamı eritilirse, yaklaşık her kenarı 68 fit uzunluğunda bir küp oluşacaktır (bir beyzbol sahasına rahatlıkla sığabilecek büyüklükte diyebiliriz). Ons başına 1750 dolar dersek, toplam değeri 9,6 trilyon dolar olacaktır. Bu kümeye A kümesi diyelim.
Şimdi eşit ölçülerde bir B kümesi çizelim. Bu tutarı elde etmek için ABD’nin tüm ekim alanlarını satın alabilirdik (yılda yaklaşık 200 milyar dolar üretimle toplam 400 milyon dönümlük arazi) ve ayrıca 16 tane Exxon Mobile (dünyanın yılda 40 milyar dolardan fazla kazanan en kârlı şirketi). Bu alımlardan sonra, elimizde öylesine tutabileceğimiz yaklaşık 1 trilyon dolarımız kalacaktı. 9,6 trilyon doları olup da B kümesi yerine A kümesini tercih edebilecek bir yatırımcı hayal edebiliyor musunuz?
Bundan 100 yıl sonra Exxon Mobile muhtemelen sahiplerine trilyonlarca dolar temettü dağıtacak ve çok daha fazla trilyon dolar değerinde varlıkları elinde bulunduracaktır (ve unutmayın Exxon’dan 16 tane satın aldınız). 170.000 ton altının boyutu değişmeyecek ve hâlâ bir şey üretmiyor olacak. Küpü okşayabilirsiniz ancak size cevap vermeyecektir.”
Bizim klasik Türk yatırımcısının düşünce yapısına ne kadar da uygun olmayan şeyler bunlar değil mi? Milyon dolarlar ile yatırım yapmanıza gerek yok. Herkesin kendi cebine göre yatırım yapabileceği fırsatlar elbette var. Bu fırsatlardan bahsetmeden önce yukarıda sorduğum soruya bir soru daha eklemek istiyorum. Diyelim ki cevabınız evet, yani Amazon’un ilk yıllarında ona yatırım yapmaya karar verdiniz. Peki bu yatırımdan ne zaman için ne kadarlık bir geri dönüş bekliyorsunuz? Bu soruyu bir önceki yazımda da sormuştum. Onun için yatırım konusunda size yönelttiğim sorudan sonra bunun geleceğini hesaplamış olmanız gerekiyordu. Tam da burada size bazı grafikler göstermek istiyorum. Bu grafikler size yukarıdaki soruya cevap verme konusunda biraz fikir verecektir. CB Insights raporlarından birinde teknoloji devi diyebileceğimiz şirketlerin gelir grafiklerini göstermek istiyorum. Amazon, Facebook, Google ve Yahoo.
Grafiklerde dikkatinizi çeken şey ne oldu? Bu şirketlerin kuruluşlarından sonra 3. yıllarında ilk önemli ciro artışlarını takiben 5. yıldaki büyük sıçrayışları. Cirosu diğerlerine göre en az katlanan Yahoo bile tam 353 katlık bir büyüme göstermiş.
Peki ben bütün bunları size neden anlatıyorum. Geçmişte elimizde olmayan fırsatları kaçırdığımız için üzülelim diye mi? Elbette hayır! Bütün bunları Türkiye’de şu an için çok niş bir kesimin bildiği, geleceğin çok önemli şirketleri olma potansiyeline sahip girişimlere ortak olma imkânı sunan bir yatırım aracı var: Kitlesel Fonlama.
Nedir bu kitlesel fonlama?
Kitle fonlama temelde henüz başlangıç aşamasında diyebileceğimiz girişimlere yatırım yaparak ortak olabileceğiniz bir finansal enstrüman olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye’de kitle fonlama regülasyonu ilk olarak 2019 yılında çıkmakla beraber son şeklini 2021 yılında aldı. Düzenlemeye göre paya dayalı kitle fonlama yapılabilmesi için Sermaye Piyasası Kurulunda lisans alan platformlar vasıtasıyla yatırım yapılabilmektedir. Bunun dünyada bilinen en büyük örneği aslında hemen herkesin en az bir kere duyduğunu düşündüğüm Kickstarter. Bizim burada konumuzu teşkil eden kitle fonlama yönteminden bir farkı var. Kickstarter’da siz bir projeye yatırım yaptığınız zaman karşılığında ön alım, indirimli alım gibi bazı faydalardan faydalanabiliyorsunuz. Türkiye’de paya dayalı kitle fonlamada yatırım yaptığınız zamansa yatırım yapmış olduğunuz şirkete ortak olmuş oluyorsunuz. Bu ortaklık durumunuz ise tamamen yasal olup Merkezi Kayıt Kuruluşu tarafından ilgili şirketin payları kaydileştirilip sizin yatırım portföyünüzde görüntülenebiliyor.
En basit hâliyle kitle fonlama sisteminde yatırım yaptığınızda belki de sizin için bugün büyük bir yekün teşkil etmeyecek tutarları gelecek vadeden girişimlere yatırırsınız. Yaptığınız o yatırımlar bir sürü insandan bir araya gelerek bir sermayeye dönüşür ve girişim şirketine aktivasyon enerjisi sağlar. Böylelikle yoluna devam eden girişim büyüme ve genişleme hedeflerine bu yatırım ile daha kolay ulaşır.
Kitle fonlama konusunu bir videosunda Barış Özcan da zaten ele aldı. Aşağıdaki videosunda kitlesel fonlamanın aslında en temel özelliklerini anlatıyor. Dilerseniz o videoyu da izleyebilirsiniz.
Ne zaman para kazanmaya başlayacağım?
Geldi milyon dolarlık soru. Öncelikle şunun farkında olmak lazım ki kitle fonlama yatırımları yüksek riskli ve uzun vadeli yatırımlardır. Dolayısıyla klasik halka arzlar gibi düşünüp hemen bir hafta sonra satıp kârımı cebime koyarım şeklinde bir yaklaşım burada söz konusu değil. Burada aslında benim çok beğendiğim ve borsada da olması gerektiğini savunduğum bir durum var: Ortağı olduğunuz şirkete ait hisselerinizi hemen elinizden kolaylıkla çıkaramıyorsunuz. Alıcı bulmanız, fiyatta anlaşmanız ve MKK üzerinden devir temlik işlemlerinizi yapmanız gerekiyor. Bu durumu bilmek önemli çünkü bu anlattığım durumun literatürdeki teknik karşılığı “likidite problemi” olarak adlandırılıyor. Yani yatırımınızı hızlı bir şekilde nakde dönüştüremiyorsunuz.
Nakit akışının sağlanması için ikincil piyasanın canlıya çıkması gerçekten çok önemli. Bir piyasa kuruluyorsa bunun tüm yönleriyle ele alınıp işlemesi gerektiğini ben de savunuyorum. Ancak burada şunu da kaçırmamak lazım. Özellikle kitle fonlaması ile yatırımlarını çeşitlendiren kişiler buradaki yatırımlarını minimum 5 yıl süre ile değerlendirmeliler ki yaptıkları yatırımlara değsin. Bunu desteklemek için bizzat yöneticisi olduğum fonun yatırım stratejisini de bizler tam olarak bu şekilde kurguladık. Bu söylediğim, yukarıdaki grafiklere dayanarak söylenen şeyler elbette. Bu söylediğime göre ne yatırım yapın, ne yatırımlarınızı yönetin. Yatırımlarınızı tamamen kendi şahsi değerlendirmeleriniz ile yapın kesinlikle. Kimseden akıl almaya ihtiyacınız olmamalı. Bilgi formu ya da izahnamelerde anlamakta belki zorlanabileceğiniz, o da teknik olduğu için, sadece bilanço vardır. Onu da anlamak için gayret gösterirseniz 1 ayda öğrenir geçersiniz.
Sonuç olarak yatırım konuları dışarıdan bakıldığında aslında çok karışık gibi görünse de aslında temelde çok basit konulardır. Sadece kömürü elmastan ayırmak gerekir ki bu da çok zor olmasa gerek diye düşünüyorum. Gaza gelmeden, kimsenin yönlendirmelerine kulak asmadan, kendi hür iradenizle yatırım kararlarınızı verin.
Bu habere henüz yorum yazılmamış, haydi ilk yorumu siz bırakın!...