Microsoft Su Altı Veri Projesi Olan Project Natick'i Sonlandırdı

Project Natick denemesi, su altında bulunan veri merkezlerinin potansiyel faydalarını araştırmak amacıyla 2013 yılında kullanılmaya başlandı. Bu faydalar arasında, kullanıcılar için daha düşük gecikme süresi ve önemli ölçüde azaltılmış soğutma maliyetleri yer alıyordu.  

Daha detaylı bilgi, Project Natick Nedir?

Project Natick Nedir?

Soğutma, özellikle bir veri merkezinde kullanılan enerjinin önemli bir kısmını oluşturuyor. Suyun daha yüksek yoğunluğu ve ısıyı havadan daha etkili bir şekilde taşıma yeteneği nedeniyle, derin deniz veri merkezleri bu konuda karadakilerden çok daha verimli sayılıyor. 

Deneme başladığı günden bu yana geçen on yılda Microsoft, 2015 yılında bir prototip, 2018'de ise İskoçya kıyılarında bir test sistemi konuşlandırdı. İskoçya konuşlandırması iki yıl boyunca su altında kaldı ve hatta aşı araştırmaları için veri işlemede bile rol oynadı. Temmuz 2020'de sudan çıkarıldı ve analiz için geri getirildi. O zamandan beri Microsoft tarafından bu teknoloji kullanılarak başka bir konuşlandırma yapılmadı. 

Konu Hakkındaki Açıklama 

Microsoft'un Bulut Operasyonları Başkanı Noelle Walsh, Data Center Dynamics ile yaptığı röportajda "Dünyanın hiçbir yerinde su altı veri merkezi inşa etmiyorum. Ekibim üzerinde çalıştı ve işe yaradı. Deniz seviyesinin altında operasyonlar, titreşim ve sunucular üzerindeki etkileri hakkında çok şey öğrendik. Bu nedenle bu bilgileri diğer durumlara uygulayacağız." açıklamasında bulundu 

Data center Dynamics'in projeye ilişkin yaptığı analize göre, su altında bulunan 855 sunucudan yalnızca altısı arızalandı. Microsoft tarafından kontrol amaçlı kullanılan karadaki 135 sunucudan sekizinin arızalanmasına kıyasla bu sayı oldukça düşük. Bu, su bazlı soğutma ile elde edilen sıcaklıkların sunucuların daha uzun süre çalışmasına yardımcı olduğunu düşündürüyor. Veri merkezi ayrıca oksijene kıyasla inert olan nitrojen gazı ile dolduruldu. 

Su altı veri merkezi soğutma maliyetini düşürebilse de, bunlar aynı zamanda başka zorlukları da beraberinde getiriyor. Bu zorluklar arasında gövdede korozyon, güç altyapısına bağlantı kurmada ek zorluklar ve onarım için makinelere erişimdeki zorluklar sayılabilir.