Bir çoğumuz temel insani haklarımız olmasına rağmen bu haklarımızı araştırmadığımız veya tanımadığımız için bazı zamanlarda tatsız olaylar yaşamış olabiliriz. Bunların önüne geçmek için hepimiz temel insan haklarımızı öğrenmeli ve araştırmalıyız. Bu haklar herkesin doğumuyla birlikte kendisine verilir ve hiçbir şekilde de bu haklardan vazgeçilemez, reddedilemez. Öncelikle ilk örneğimiz en temel olması gereken haklardan birisi olan savaşmayı ve silahları reddetme hakkının üzerinde duracağız.
İlginizi Çekebilir: Yapay Zeka İçin Haklar Bildirgesi Geliyor
Vicdani Ret Hakkı
Türkiye sınırlarımız içerisinde vicdani ret olarak bir kanun bize sunulmamıştır. Bu sebeple de herkes eşit olarak değerlendirilir. Mevcut yaş ve imkanlar dahilinde durumu uygun olan erkeklerin hepsi askere çağırılır. Geçmişte askere çağırılma durumuna karşı koyanlara veya askere gittikten sonrasında görevini gerçekleştirmeyenlere askeri ceza evinde geçirilen hapis cezasına kadar varabilen yaptırımlar uygulanmaktaydı. Sınırlarımız içerisinde ilk vicdani reddi Tayfun Gönül 1989 yılında gerçekleştirmiştir. Yaptığı ret sonucunda para cezasına çevrilen üç aylık bir hapis cezası aldı.
2013 Yılı itibariyle Vicdani Ret günü kapsamında 90 kişiyle birlikte resmi olarak ‘Vicdani Ret Derneği’ kuruldu. Yeşil barış ve sokak dergisi bu konuyu büyüterek konuyu kamusal alanda açmayı başardı ve bu konuya liderlik yaptı. Yine de Türkiye vicdani ret konusunda hala diğer dünya ülkelerinin gerisinden gelmektedir. Hukuki olarak Türkiye, Avrupa Konseyi üyeliği bulunarak vicdani ret hakkının, bir hak olduğunu reddeden tek ülkedir. 1927 Anayasası dahilinde “Askerlik hizmeti her TC vatandaşı erkek için zorunludur” ifadesi geçer. Fakat aynı zamanda 72. Madde olan “Vatan Hizmeti” adı alında düzenlenen maddeye baktığımızda, vatan hizmetine dair üç farklı seçeneğimiz vardır. Vatan hizmetini; Silahlı kuvvetlerde veya kamu kesiminde yerine getirebilir, getirmişte sayılabiliriz. 72. Maddeden de askerlik hizmetinin zorunlu olmadığını anlayabiliriz. Bu şekilde anayasa olarak bir değişikliğe gitmeden de günümüzdeki maddelerde vicdani ret hakkıyla birlikte vatan hizmetini yapmak için askerliğin zorunlu olmadığını anlayabiliriz.
Sonuç olarak ister Türkiye içerisinde isterseniz size tanımlanan insan haklarıyla birlikte insan hakları mahkemesine başvurarak askerlik hizmetini vicdani olarak ret hakkına sahipsiniz.
Yaşama Hakkı
Yaşama Hakkı, fiziksel olarak yaşama devam edebilmemizin garantisini oluşturan insan hakkımızdır. 1950 Yılında çıkartılan ‘Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ ikinci maddesi gereğince her insanın yaşama hakkının yasayla korunacağı ve mahkeme kararı dışında hiç kimsenin kasten öldürülmeyeceği açıklanmıştır. Bu maddenin devamında yasa dışı şiddete karşı korunma, tutuklama esnasına yasaya uygun hal ve hareketler, tutuklunun kaçmasına karşı koyma, bir ayaklanma veya isyanı bastırma gibi konular Avrupa İnsan Hakları sözleşmesi gereğince yapılmalıdır.
Sözleşme gereğince devlet bu maddeleri uygulamak ve insanları korumak için caydırıcı etkiye sahip önlemleri almak zorundadır.
Protesto Hakkı
Yapılan protestolarda halkın gözü ne kadar korkutulsa, gezi olaylarında ve benzeri birçok protestoda olduğu gibi yanlış ve yasak müdahalelerle insan hakları hiçe sayılsa da; Anayasa’da yer alan 34. Maddenin birinci fıkrasında bakıldığında, “Herkes, önceden izin almadan silahsız ve saldırısız gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir” ibaresi çok açık şekilde yer almaktadır. Bu sebeple kesinlikle izin almadan bir protesto yürüyüşü düzenlemek en temel insan haklarımızdandır.
Özel Hayatın Gizliliği
Tüm halkın özel ve aile hayatına karşı gizlilik konusunda dokunulmazlığı mevcuttur. Ve bu gizliliğe de saygı gösterilmek zorundadır. Anayasanın 20. Maddesi gereğince de bu gizlilik desteklenmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ise özel hayat kavramının tam olarak tanımının yapılamayacağını, bunun gerekli olmadığını savunarak verilen kararlar ile özel hayatın kapsamlarını emsal olarak belirleme yoluna gitmiştir. Bunlara örnek olarak, kişilerin adı ve soyadı, cinsiyeti, etnik kimlik durumu, yaşam biçimi, görüntüsü, fiziksel ve psikolojik durumları, cinsel hayat ve kişisel veriler Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince özel hayat sınırları içerisinde yer almaktadır. Yine diğer maddelerde olduğu gibi bu hakların korunması da devletin yetki ve sorumluluğundadır.
İfade Özgürlüğü
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesince ifade özgürlüğü şu şekilde ele alınmaktadır. “Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak kamu makamları tarafından müdahale edilmeksizin ve ulusal sınırlar dikkate alınmaksızın, görüş sahibi olmak, bilgi ve düşünceleri edinme ve yayma özgürlüğünü içerir. Bu madde devletlerin yayıncılığı, televizyon veya sinema işletmelerini izin alma koşuluna bağlamasını engellemez” maddesiyle birlikte Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde her şey net şekilde açıklanmıştır.
Bununla birlikte yanında gelen belirli sorumluluklar da vardır ve bunlar ulusal güvenlik, toprak bütünlüğü, kamu emniyeti menfaatlerine, düzensizliğin veya suç işlenmesinin önlenmesi, gizli olarak elde edilen istihbarat bilgilerinin açıklanması gibi durumların önlenebilmesi için de yasa gereğince kısıtlamalara ve cezalar tabi tutulabilir.
Bu maddeler gereğince eğer hakkınızı alamadığınızı veya bir şekilde çiğnendiğini düşünüyorsanız kendinizi savunmak için öncelikle ülkemiz sınırları içerisindeki mahkemelere başvurarak bir sonuç elde etmeyi deneyebilirsiniz. Bu konuda bir sonuca ulaşamamanız durumundaysa daha yukarı bir birime çıkarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Ücretsiz olarak başvuru sağlama hakkına da sahipsiniz.
Bu habere henüz yorum yazılmamış, haydi ilk yorumu siz bırakın!...