Yanlış Haberlere Duyarlı Kişilik Özellikleri Ortaya Çıktı

Yanlış haberler, şu anda dünyanın karşı karşıya olduğu en önemli sorunlardan biri. Şimdi ben de bu konuyla ilgili yapılan ilginç bir araştırmadan sizlere bahsedeceğim. "Personality and Individual Differences" dergisinde yapılan yeni bir araştırma, belirli kişilik özelliklerine sahip kişilerin sahte haberlere karşı eskisinden daha duyarlı olabileceğini ortaya koydu. Bulgulara göre, birini sahte haberlere inandırabilecek üç tür kişilik özelliği var: şizotipal, paranoid ve histrionik.

Merak ettik değil mi? Haydi o halde detaylara.

İlginizi Çekebilir: Yanlış Haberler Neden Daha Fazla Dikkat Çekip Hızla Yayılıyor?

İşte Bu Çalışmanın Detayları

Bunların hepsi söylenmiş ve artık aradan çıkmışken, bu kişilik özelliklerinin eleştirel düşünmeyi daha zor hale getirebileceğini not etmek elbette önemlidir. Bu, bu kişilik özelliklerinin taşıyıcılarının gerçekte nesnel veya gerçeklere dayalı olarak doğru olmayan bağlantılar kurmasına yol açabiliyor.

İnternete erişim, bu özelliklere sahip kişilerin komplo teorilerine ulaşma ve ardından yanlış mantıkla boşlukları hemen doldurmak için kullanma eğilimini arttırıyor.

Söz konusu bu çalışma, çok çeşitli kişilik testleri ile test edilen 1.483 kişiyi içeriyor. Daha sonra onlara, Covid-19 ile ilgili yanlış bilgileri tespit etme yeteneklerini ölçmeyi amaçlayan bir test verildi. 6'sı gerçek, 6'sı yanlış ve 6'sı her iki şekilde de herhangi bir şeyi kanıtlamak için yeterli bağlama sahip olmayan 18 haber.

Bu çalışmanın katılımcıları, Barnum etkisine oldukça yatkındı. Burada genelleştirilmiş bir bilgi parçası, aslında birkaç kişi için geçerli olan belirsiz bir ifade olmaktan ziyade yalnızca onlara aitmiş gibi görünüyor. Bu etki, potansiyel olarak insanları doğru olmayan şeylere inandırabilecek türden bir şey olduğu gerçeği nedeniyle kötü niyetli olarak kullanılabiliyor.

Bu çalışmanın bulguları, yanlış bilgilere ve bunların nasıl yayılma eğilimine ışık tuttuğu için oldukça ilginç. Bu kadar çok bilgiye erişim bunaltıcı olabilir. Ve şunu da belirtelim ki bir çözüm bulmak için daha fazla çalışma yapılması gerekiyor.