Yaşayan Kütüphane, büyük bir kütüphane işlevi görür, fakat kütüphaneyle arasında çok büyük bir fark var: bu kütüphanedeki bütün kitaplar yaşıyor ve hisleri var. Her kitap birer karakterdir.
Her birimiz bazı akşamlar evimizin camından dışarı bakar ve ışığı yanan binlerce evin içinde nasıl hayatlar yaşandığını düşünürüz. Bazen de sokakta yürürken çevremizdekilerin hareketleri ilgimizi çeker ve sormak isteriz: Neden tavırların bu kadar kaba? Bu giyiniş tarzını nasıl edindin? Neden buradasın? Neye bu kadar sinirlisin? Ne için bu kadar mutlusun? Bu soruları gün içinde birçok insana sormak istiyoruz ama hem karşımızdakinin bize vereceği cevaptan hem de sorduklarımızın karşımızdakini kırabilecek ya da sinirlendirebilecek sorular olmasından korkuyoruz. Bilmediklerimizin bizde oluşturdu korku ve önyargı, insanlarla iletişim kurabilmemizin önünde çok büyük bir engel oluşturuyor.
Yaşayan Kütüphane; kitaplar, okuyucular ve de organizasyonu düzenleyen bireyler için insan hakları çerçevesinde, herkesin birbirine ılımlı bir yaklaşım sergileyebileceği bir ortamda, önyargılarımız olmadan bir araya gelmemizi sağlayan bir eğitim modeli. Yaşayan Kütüphane birbirimizle ilgili düşüncelerimizi ön yargılardan, ayrımcılıklardan ve korkularımızdan uzak bir şekilde paylaşabileceğimiz ortak bir alan sunuyor. Kitaplar ve okuyucular birbiriyle kişisel diyalog kurabiliyor, birbirlerinin fikirlerini değiştirebiliyor.
Yaşayan Kütüphane'nin Amacı Nedir?
Yaşayan kütüphanenin amacı, toplum içindeki ayrımcılığın ve aslında bunun altyapısını oluşturan içimizdeki önyargının farkına varmamızı sağlamak. Okuyucuların; din, dil, ırk, cinsiyet kimliği, cinsel yönelim, yaşam tarzı gibi birçok konuda 'yaşayan kitaplar' aracılığıyla önyargılarını ve bu önyargıların farkında olmadan önyargılarının tetikleyerek oluşturduğu içinde var olan ayrımcılığı fark etmesini hedefler. Bununla birlikte en büyük hedefi ise insan haklarının korunması için çabalayarak, ayrımcılığın, nefret söylemlerinin, psikolojik ve fiziksel şiddetin önüne geçmek için mücadele etmektir.
Büyük Buluşma Ne Zaman?
Yaşayan Kütüphane, 22-23 Mayıs tarihlerinde 13.00-17.00 saatleri arasında kitapların hayatlarını merak eden okuyucuları için kapılarını açıyor. Kütüphaneye okuyucu olarak katılmak için aşağıya bıraktığımız linke tıklayabilir ve başvuru formunu doldurabilirsiniz.
Başvuru formu için
tıklayınız.
Yaşayan Kütüphane Nasıl Çalışır?
Yaşayan Kütüphane mantığı alışılageldik kütüphanelerden pek farklı değildir. Bildiğimiz kütüphanelerde insanlar gidip raflarda istediği kitabı seçer ve gönlünce okur, değil mi? Bu kütüphanede ise okuyucular geliyor ve raflardan bir 'kitap' seçiyor. Sanki normal bir kitabı okur gibi karşısındakinin hayat hikayesini dinliyor, dinledikleri ile ilgili belirli sınırlar çerçevesinde sohbet edebiliyor, istedikleri soruları sorabiliyorlar.
Yaşayan Kütüphanedeki organizasyon ile ilgilenen kişiler ve 'kitaplar' şöyle diyor: Bir insanın yaşantısını, duygularını, isteklerini ve dahasını anlayabilmek için en iyi yol onunla diyalog kurabilmektir. Yaşayan Kütüphane etkinliğinin düzenlenmesi de bu iletişimin sağlanmasını kolaylaştırmak.
Okuyucu, kitap ve organizasyonla ilgilenenlerden bazıları düşüncelerini şöyle anlatıyor: Etkinliğe katılmadan önce selam vermeye bile çekineceğim insanlarla arkadaş oldum, aynı masada yemek yedim, saatlerce sohbet ettim, içimdeki önyargının ne kadar yanlış olduğunu anladım.
Ayrıca Yaşayan Kütüphane şu anda kendi başına çalışabilecek bir bünyeye sahip değil. Bir süredir de bazı okul ve belediyelerin bünyesinde varlığını sürdürmeye devam ediyor.
Yazar Görüşü
Biraz kendi düşüncelerimden de bahsederek yazıyı sonlandırmak istiyorum. Biliyorsunuz ki gerek dünyada gerekse Türkiye'de ayrımcılık farkına varamıyor olsak bile çok fazla bulunmakta. Farkında bile olmadan ayrımcılık yapıyoruz. Sokakta yürürken gördüğümüz birçok insanla ilgili farklı düşünceler barındırıyoruz. Bu bazen çok yakınımızdaki biri bile olabiliyor ama baktığımızda bu ayrımcılık ve önyargı bizi bir adım ileri götürmüyor hatta toplumsal olarak geriliyoruz. İnsanları anlamak ve onları kendi doğruları ile kabul etmek yerine bir sebep buluyoruz kimi zaman. Bir Müslüman ve Hristiyan'ın arkadaş olabileceğini düşünmüyoruz, bir kadını çarşaflı olduğu için garipsiyoruz, psikolojik ve fiziksel şiddete şahit oluyor ama ses çıkarmıyoruz, bunun gibi daha nicesi... Kısaca dostça iletişim kurmaktan kaçınıyoruz.
Bu platform ise bizi biz yapan insanlığımızdan uzaklaşmamamız, toplum içindeki ayrışmalara engel olmamız, insan haklarını koruyan ve sayan birer birey haline gelmemiz için çabalıyor. Engelsiz ve önyargısız bir gelecekte buluşuncaya dek, sağlıkla kalın.
Bu habere henüz yorum yazılmamış, haydi ilk yorumu siz bırakın!...